18 Eylül 2009 Cuma

Sen

Sen geldiğinde yağmurlar başlamış olur

Güneş bir başka doğar ufuktan

bir başka battığı gibi bulutların arasından.

Deniz ayrı bir çılgın.

Gök ayrı bir renk olur.

Kokusu değişir havanın.

Sanki güzün hüzünü çöker burun deliklerine.

Soğuğun seni yakınlaştırmasını izlersin kendinle.

Ellerin cebindedir

yoksa arar tutmak için elleri heryerde.

Küçücük bir kor gibi ısıtsın istersin hatıralar seni.

Sarılırsın birer birer herbirine.

Biri tüter gözlerinden diğeri doğar aklında.

Her biri bir ağıt gibi hicran olur, yara açar bağrında.

Öylece kala kalırsın yalnızlıkta, hiçliğe yakın, ona uzak.

Bir umut bile olmadan ışığa, sadece baka kalırsın boşluğa.

Yorgunum...

Entrika , oyunlar , politika, vs..

Çok yoruldum.

Ben böyle olmak istemiyorum.

Sadece var olmak istiyorum.

Var olmak için onlar gibi mi olmalıyım ?

Söyle olmalımıyım ?

Yoksa onlardan daha mı iyi olmalıyım ?


Bunu yapabilirim.



Her zaman en iyisini yaptığım gibi....

17 Eylül 2009 Perşembe

Kendiliğinden

Hayatın her yönünü ele almak pek mümkün olmuyor.
Sanırım hayatın gerçeği bu herşey bir anda gerçekleşmiyor.

Şimdi ele aldığım yanı kişisel gelişim ve kariyer ağırlıklı hedefler.
Mental olarak uzaklaşmak her türlü mümkün olsada gerisinde sarf edilecek çabalar
sanırım yeni kabuklanmış yarayı soymaya benzeyecek.

İyisimi elimden gelenin en iyisini yapıp gerisini zaman ve kadere bırakmak.
Nasıl olsa kendimi hazırladığım şeyler dışında başıma birşey gelmiyor.

Nasıl olsa tüm çabamı sarf ettikten sonra ne pişmanlık ne üzüntü duyuyorum.
Kendi adıma sorumluluktan kurtulmak, başıma gelenleri hazmetmek adına,
iyileşme süreci adınada iyi oluyor.

Kader diyorsun ve gidiyorsun....


Uzaklara , güzel diyarlara, hiç görmediğin yerlere...
Hiç bilmediğin insanlarla, hiç bilmediğin duyguları bulmaya..

Onları keşfedip kendi elinde tutmaya .
Bünyene katıp hatıralarında esir etmeye.

İnsanlar....

Sadece aracılar keşfetmek için.
Sadece birer alet anlamak için.

Bunu onlarda farkındalar......

15 Eylül 2009 Salı

Koza ve tırtıl.

Tarlada bir tırtıl
yiyiyor yaprakları kıtır kıtır olabilmek mesele değil.

Tırtıldan kelebeğe geçmekti mesele..

Bunca sancı, bunca problem.
Hepsi bunun içindi.


Şimdi kozamı yırtıyorum .
Belki biraz uzun sürecek ve acıyacak eski derimden kurtulmak
ama gerekli ise olmalı.

Bu değişim gerekiyordu. Şartlar böyle gerektirdi ve oldu.

Fazla sorgulamamak lazım.

14 Eylül 2009 Pazartesi

Bazı şeyler bünyene işliyor.

Zamanla geçsin istiyorsun ama yeterince zamanın olmuyor.
İçinden gitsin istiyorsun ama kalkıp gitmeye niyeti yok.

Sanırım artık kalıntıları ile bile olsa devam.
Hayat beklemeye gelmiyor.

Dibini temizleyemesen bile.....

Bir şekilde geçecek....

Bazen hatalardan ders aldığın sürece işe yarar hale gelebilirler...