27 Eylül 2011 Salı

Çizgi

Yorgun bir yüzün çizgilerini herkes bilir.
Onlara sahip olmak savaşlara girip gazi çıkmak gibidir.
Yüzüne bakan görebilir senin nice mücadelelere girdiği .
Sen ise sadece yürürsün yüzünde aynı acı
aklında tebessüm,takındığın durgun bir ifade ile.

Yaşı gelenler ! Ömrü bitenler !

Hepiniz anlıyorsunuz da olup biteni
neden değiştiremiyorsunuz gidilen yeri ?

Ömrü tüketmek uzun ama kısa bir işse
neden yarım kalan işler, düşler, yürekler ?

Biliyorsun bir tek sen değilsin.
Buradan alıp gideceğin birşey yok
bunuda bilesin.

Yorgun bir yüzün çizgilerini taşıyorum gülüşümde.
Güldüklerim ile ağladıklarım birbirine karışıyor gitgide.
Yürüyüşüm aksak, gülüşüm eski,ruhum aksi.

Yaşım ise hayli genç, yolun yarısı henüz şimdi.

Tercihim eskimek iken eskitildim cümleden bir nefesde
O bir nefesde otuzbeş yıl sürdü, hata yine bende.

Yinelendi ama yenilenmedi derslerim.
Çektiğim tümü eziyet, gömdüğüm tümü çaba
gittiğim ise iki arpa boyu yol, ne bu kıyamet, bu yaygara ?

Küreklerin suyu dövüyor
Yüreğin eskilere çapa atıyor.

Bırak çırpınmayı , gökyüzüne, güneşe bak.
Gözlerini kör edecekcesine parlaklığına bak.
Sonra gözlerini kapat, kollarını aç.

Kendini yumuşak akıntıya bırak.