11 Şubat 2010 Perşembe

Bu gün güzel bir gün.

Bu gün güzel bir gün.
Rüzgarın benden yana estiği bir gün.
Kendimi dingin hissettiğim
kafamı rahatça işe güce verebileceğim sakin bir gün .

Bu gün sevildiğimi hissettiğim bir gün.
Küçücük bir kalbin sadece bana güvendiği için attığı gün.
Kucağımdan inmeden türlü cilvelerle sadece kendini sevdirmek için
yapmadığı şey kalmayan küçük bir kalp için.Eh uzun zamandır beni sevdiğine inandığım tek dişi kolay mı ? Evde de başka bir tanesi bekliyor.Şirketin yalakası "Şıfrıntı" ve çakma ejder oğlum "Babür" ikisinide çok seviyorum...














Bu gün güzel bir gün......

10 Şubat 2010 Çarşamba

Çok mu zor ?

Neden kimse direkt, yalın ve samimi konuşmuyor?
Herşeyi dolanbaçlı hale sokunca bir yere varılmıyor görmüyormusunuz?
Saklan herşey ortaya çıkmalı.
Kırılacaklar kırılmalı, söylenecekler söylenmeli.

Güçsüzsen güçlü olamazsın sözcüklerle.
Geçen zaman sadece seni eskitmiyor bilesin.
Akan sular, dökülen yaşlar ve harcanan nefeslere yazık.
Sadece istediğini söyle, istemediğini de söyleyeceğin gibi.

Hayat kısa, kaprislerede ,nazlarada ,gururada değmez.

Ne faydası var ki ?

İnsanları anlamaya çalışmıyorum.
Şartlarım ve isteklerim belli.
Basit ve düzenli bir hayatım zaten var.
Bunu kabul edebilen gelsin.
Benden haricen birşey istemeyin, beklemeyinde.
Buyum ben sakinlik, huzur arayan ve bunu koruyan.
Ağızdan çıkanı ağızdan çıktığı şekidle yapan ve bekleyen.
Değişken değil sabit ve güvenilir olan ve olunmasını bekleyen.
Gururun, ne karın doyurduğunu ne adam ettiğini anlamış.

Biri var mı ?


Ne eskide nede yenide görmedim.
Yaşadıklarından dolayı akıllananıda daha tanımadım.

İnsanlar başladıkları gibi gidiyorlar.
Hatalarından dönmeden, bildiklerini okuyarak.

Hangisine ne faydası olmuş ki ?
Gidilen yoldan dönülmesi gerektiğini nice zamanlar anlamışsınızdır
Ama dönmediniz.....


Söz ağızdan bir kere çıkar.
O yüzden ya düşünerek edin lafınızı
yada pişmanlıklar ile yaşamaya devam edin.

Yada en iyisi siz içinizi kemirenler herşeyi düzeltmek ile başlayın.
Pişmanlığı kabullenin ve ders edinin.
Özür dilemeyide , açık sözlü olmayıda bilin.
Diliniz ile kalbiniz bir doğrultuda olsun.

Bunu yaparken birde ani karar vermeyin.
Çünkü söz ağızdan bir kere çıkar.

Tekrar pişmanlıklar yaşamak istemezsiniz.


Bunları düşünmeden  kırdığınız kalpler
hep özlemle dolu sözlere ve bazen yaşlı gözlere gebedir.
Yükünü taşımakta hep yaşlı ellere kalır.

9 Şubat 2010 Salı

Ne istediğini bilince hayat daha kolay.
Elindekini iyi kullanmalı ve bunun ile yapabileceğinin en iyisini yapmalı insan.
Beklentilerini iyi belirlemeli.

Gerçekten gerekli olanlar ile allı , pulluları ayırt etmeli.
Hayat basitken ve sakin iken güzel.

Ne zaman ki yaşamam için bir başka canın ölmesine ihtiyaç duymam
işte o zaman gerçekten kendimi ayrı tutabildim ve hakkı ile insan olabildim demektir.

İçindeki hayvanın güdümünden çıkman için , ihtiyaçlarını hayvani yoldan veya
biyolojinin  belirlediği yoldan değil.
Aklın yolundan , vicdanın yolundan geçerek sağlamalısın.

İnsan özelse ve özel olduğu için de güzelse,
Bunun hakkını verebilmelidir.

Babür , oğlum seni seviyorum....
Bıcır senide ........
me:o yüzden boşver
me:sadece acı çektiğini görmek tuhaf ama içimi rahatlatıyor
Sent at 19:53 on Tuesday
When I was a child....:mutlu oluyorsun
When I was a child....:onun üzüldüğünü görmeye
When I was a child....:görünce
me:tuhaf değilmi
me:aslında değil
me:sadece çok kırıldım
me:güçlü bir şekilde devam etsemde
When I was a child....:çok kırıldıgın için de böle mutlu oluyorsun
me:bu kırıldığımı unutmama gerekçe değil
me:kırıldığında iyişelsende
me:yerinde iz bırakıyor
me:yağmurlu günlerde eski kırıkların sızladığı gibi
me:yüreğin ve gözlerinde sızlıyor
me:sonra 2 damla yaş sızıyor
me:daha dudaklarına varmadan siliyorsun
me:yaş bile olsa kalmasın izi
me:yeter kalanlar
me:izler
me:hisler

8 Şubat 2010 Pazartesi

Anlamazdım...

Eskilerin evlilik anlayışını anlamazdım.
Görünüşün nerede ise 3. planda olduğu
görevlerin ve rrollerin belli olduğu
sadece belli amaçların kesiştiği evlilikler.

Şimdi anlıyorum aşk romanlarının neden yazıldığını.
Hikayelerin neden ballandırılarak
acıların ise abartılarak anlatıldığını.

Aslında tek amaçlanan bize flört etmeyi öğretmek.
Oynamamız gereken rollerin neler olduğuna dair ip uçları.

Aşk yok aslında , çiftleşmeye hazır olma halidir aşk.
Uyaranların tavan seviyede salgılandığı
mantık devrelerinin kapanıp iç güdümüze döndüğümüz durumdur aşk.

Sevgi benimsemektir, hayatın bir parçası gibi benimsemek ve hep orada olmasını istemek.
Olduğu şekilde muhafaza etmek için çaba göstermektir.
Bunun için ona saygı duymak ve var olabileceği bir alan vermektir.

Mekanizmalar ne kadar karmaşık gözüksede aslında olan biten basit.
Hayatta aynı hedefi bellemiş bir eş.
Seçilen yolda ayrı düşülmeyecek bir eş.
Çocuğunda görmeyi umduğun ama görmek istemediğin yönlerinede katlanabileceğin bir eş.
İçinde çiftleşme arzusu uyandırabilecek kadar uygun bir eş.

Eğerki hayat denilen mücadelenin nedenini ve anlamınıda belledi ise iki taraf
evlenmeleri için her türlü şart uygundur demektir.


Herşey bu kadar basit...

Fazlasını aramaya gerek yok.