Gülücüklerim yüzümde dondu.
Bir yaz gününü değil kışın kucağında bir geceyi yaşıyordum.
Güneşim birden batmış, sarıp sarmalayan , ısıtan kollar gerekmişti.
Yoktular....
Gelişimde çimene basamayan ben
dönüşümde ayaklarımı sürür olmuştum.
Boynum bükük, başım utancımdan yüzümü taşıyamaz haldeydi.
Hayatıma ve kalbime yaşattıklarımdan dolayı.
Onları yarı yolda bırakmak ve hayallerimin altında kalmaktan dolayı.
Tüm içim yer ile bir olmak istiyor.
Bedenim bile neden dayandığını bilmiyor.
Bir zamanların onurlu çarpışmalarından sağ çıkmış bu beden
artık sadece öyle olduğu için ayakta duruyor.
Henüz canını bağışlamadığı için öte dünyaya
iki yaka arasında bekleyen bir zihin.
Nedensizliğin akan deresinde soğunu hisseden ve titreyen bir ruh.
Hepsi iki hece ve bir nefes değerinde bir darbe yüzünden.
Hepsi senin yüzünden...
Bitti..
Bazıları anlamını sordu. Bazıları üzerinde bile durmadı. Milyarların paylaştığı bir ortamda o hep eşsiz olmaya çalışsada genellemelere kurban gitti.Oysaki kafasında şunlar yankılanıyordu "İnsan olmanın onuru için . Eşsizliğin gerçek anlamını yaşamak için........ Gerçek nedir ? Gerçekte nedir ? Ya siz ?
15 Ocak 2010 Cuma
10 Ocak 2010 Pazar
Uyku
Hikayeden ibaret aklındakileri nasıl döktüğün.
Yaptıklarınıda yaşadıkların gibi yüceltilmek var ediyor.
Sözcükler atıyorsun ona, jestler sergiliyorsun.
Sen ona özel davrandıkça özelleşiyor.
Özel ve güzel oluyor herşey senin dilinle.
Sahnelerin ile kaptırılıyor role.
Amatör bir oyuncu gibi şevkine veriyorsun kendini
yaşıyorsun rolünü taki ölünceye kadar..
Ölünce arkadaki esere hayranlar edindiriyorsun.
Hepsine gerçek gözü ile bakan.
Söylemiyorsun bunu gerçek kılanın sen ve o olduğunu
aslında bütün hepsinin bir oyun olduğunu...
Sonrasında küçük çocuklar gibi çıkıyorlar izlentiden.
Her biri kahramanı oluyor izletisinin.
Bedelinin ne olduğunu bilmeden
sadece yapabileceğini hayal ederek isteklerde bulunarak yaşıyorlar.
Uyanıncaya kadar.
Uyanırlarsa ......
Yaptıklarınıda yaşadıkların gibi yüceltilmek var ediyor.
Sözcükler atıyorsun ona, jestler sergiliyorsun.
Sen ona özel davrandıkça özelleşiyor.
Özel ve güzel oluyor herşey senin dilinle.
Sahnelerin ile kaptırılıyor role.
Amatör bir oyuncu gibi şevkine veriyorsun kendini
yaşıyorsun rolünü taki ölünceye kadar..
Ölünce arkadaki esere hayranlar edindiriyorsun.
Hepsine gerçek gözü ile bakan.
Söylemiyorsun bunu gerçek kılanın sen ve o olduğunu
aslında bütün hepsinin bir oyun olduğunu...
Sonrasında küçük çocuklar gibi çıkıyorlar izlentiden.
Her biri kahramanı oluyor izletisinin.
Bedelinin ne olduğunu bilmeden
sadece yapabileceğini hayal ederek isteklerde bulunarak yaşıyorlar.
Uyanıncaya kadar.
Uyanırlarsa ......
El
Derler ki sağ el ile sol el herzaman birbirinden farklıymış.
Gerek yapabildikleri
gerek şekilleri
gerek büyüklükleri.
İkiside aynı bedene bağışlanmış.
İkisininde beraber yapacağı işler varmış.
Farklılıkları hiç sorun olmamış.
Birbirlerinin boşluklarını doldurmuşlar.
Tek bir amaç için herzaman sıra gözetmeksizin
her daim öne atılmışlar.
Yeri gelmiş yakın olan.
Yeri gelmiş uygun olan uzanmış sorumluluklara.
Gücü yetmediği an eşini bulmuş yanında.
Yeneceklerse beraber yenmişler.
Yenileceklerse beraber yenildikleri gibi...
Bir el kadar olamadık.
El kaldık birbirimize....
Gerek yapabildikleri
gerek şekilleri
gerek büyüklükleri.
İkiside aynı bedene bağışlanmış.
İkisininde beraber yapacağı işler varmış.
Farklılıkları hiç sorun olmamış.
Birbirlerinin boşluklarını doldurmuşlar.
Tek bir amaç için herzaman sıra gözetmeksizin
her daim öne atılmışlar.
Yeri gelmiş yakın olan.
Yeri gelmiş uygun olan uzanmış sorumluluklara.
Gücü yetmediği an eşini bulmuş yanında.
Yeneceklerse beraber yenmişler.
Yenileceklerse beraber yenildikleri gibi...
Bir el kadar olamadık.
El kaldık birbirimize....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)