28 Ekim 2006 Cumartesi

Ya vallahi alem bu millet

Aşşağı yukarı 40 dk dır erotik itiaflar okuyorum. Gülmekden koptum.
Herkes bir şekilde egosunu tatmin peşinde. Hani öyle bir palavra sıkıyorlarki
sormayın gitsin

Bu kadar mı zavallılar. Yok efendim uzun sürüyormuş,
efendim bu kadar kadın olmuş muş.

Dikkat ettim hepsi bir şekilde egoya dayanıyor.
Arada gerçek ruhu yakalayıp da itiraf yapan birkaç kişi
beni cidden güldürdü. allahda onları güldürsün.

Ama gördüğüm milletin fantazi adı altında hala kız,ı dayı oğlu
demeden nerede delik orada çubuk misali dağıtmaları idi.

Olmaz mı tabiki enteresan şeyler olur ama bu kadar böbürlenecek
birşey cidden yok. Aha ben 103 kilo ve 180 im hatta bazı yerlerde
176 olduğumu söylüyorlar. herne zıkkımsa koccaman bir
göbeğim var. kısaca felaketim lan. Para yok pul yok kariyer yok.
Tip hiç yok. Umurumda da değil aşın şu kompleksleri.
2 sorunum var.
Birincisi sağlık olarak kilonun bana iyi gelemediği ama
ne yapayım anam babam guatr hastasıyız .

ikincisi üstüme göre kıyafet bulamıyorum. yoksa gerisi yalan yaa.
Kadınla rokadar salaklamışlarki artık belli kriterler peşinde koşuyorlar.
Bu da beni cezbetmiyor. Kadının aptalı çekilmiyor..

Bakalım neler çıkacak ???????

Depresif bir gün

İyi haber Mehmetin araba ile çıakrken kediyi fark etmesi sonucu 45 dk uğraş ile işe geç kalması ama kediyi arabadan atması oldu.
Kötü haber yok aslında. Sadece ben kendimi çok hoş sohbet hissetmiyorum.
Sanırım canımın sıkkınlığından çok kararların bana değilde dış etkenlere bağlı olması keyfimi kaçırıyor.

Birde fark ettim ki kesinlikle çevremde zeki insanlar istiyorum.
Şuan entellektüel bir sohbete ve beynimi çalıştırmaya okadar çok ihtiyacım varki.
Bana ilaç gibi gelecek eminim.

Neyse bu gün sıkıntılı ve standarttı yarın neler olacak göreceğiz
Belki akşama değişiklikler olur.

Ne dersin hayat beni şaşırtırmsın bugün ?

27 Ekim 2006 Cuma

Deli olacağım !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Ben bu insanları anlamıyorum..
Nedir derdiniz bukadar mı küçüksünüz ?
neymiş efendim görevimden kaçıyormuşum.
Neymiş efendim o borç namus borcuymuş.

Ya delirtmeyin beni.

Türlü mavralarla işi kitabına uydurunca
onurlu oluyoruzda yasal ve meşru olan
hakkımı kullanıncamı onursuz oluyoruz ?
Sizide gördük. Sizde kitabına uydurdunuz.
Benim üzüldüğüm gerçekden değer sahibi
olanların hak ettiğini görememesi.
Canım saf insanları sırf fırsat eşitsiliği
ve salak derecelendirme , gerzek yönetim
politikaları ile kullanıp harcıyorsunuz.

Ben ona üzülüyorum. O insanlara üzülüyorum.
Ama dünya adaletleri bir yer değil.
Ben herkese kardeşim gibi davransamda
aralarından nasıl biri çıkıp beni arkadan
bıçaklayacaksa ki bu hayatın gerçeğidir
muhakkak olur. Düzen bozulmaya mahkumdur.

Herkes hak ettiğinden fazlasını ister bu doğaldır
İnsan olmak böyle birşey. Ama ideal insan olmak
öyle değil.

Sistemi şöyle düşünün. Herşeyi robotlar yönetse,
hiç adam kayırmasalar,hep adil olsalar ki bu mümkün
çünkü egoları yok eminim birileri çıkıp özgür iradeyi
savunup günah işleme hakkını savunacak
Suç işleye bilme hakkı olduğunu beyanm edecek
Egolarının olduğunu ve bunların tatmin edilmesi
gerektiğini çünkü insanı insan yapanın bunlart olduğunu
savunacak.

Kısaca sistem ne olursa olsun böyle gidecek.
Asli görevimiz bu iğrençliğin arasında aslımıza
olabildiğince sadık kalıp egodan olabildiğince uzak kalıp
aynı anda var olduğumuz çağda ayakda kalmayı başarabilmekde.

Kısaca arkadaşlar her koyun kendi bacağından asılıyor ve biz
kendimizi bencillik sınırına dayanmayacak şekilde bu hayatta
var etmekle yükümlüyüz. Edebiliyorsanız çevrenize yardım edin.
Dayanabilecekseniz haksızlığa karşı koyun.Bunlar sizi geliştirir
Ama öyle bir çağdayız ki bunları yapmadığımız için kimsenin
kimseyi zorlamaya yada ayıplamaya hakkı yok çünkü
herkes birbirinden bin beter durumda.

Konuşmadan önce bir aynaya bak birde kendi gözünün içine

Acaba yalan mı söylüyorsun ??????

Haberler

Ne hoş devlet tarafından büyük baş hayvan olarak görüldüğüm için benim 1 sene boyunca iş hayatınca ve okul hayatınca bir önemim yok. Hem 1 sene nedir ki?
benim hayatımdan 1 senemi çaldılar hemde saçma bir sebeple.

Efendim ne imiş kararın uygulanabilir olması için resmi olarak 2 defa kurul kararı alınması
gerekirmişmişmiş..

Ya ciddi manyak bunlar İyileşemeyecek bir hastalığım var ise,tıpda bunun çaresi yok ise,benim nasıl iyileşmemi bekler ve süreci görmek için bir sene sallarsınız ? manyakmısınız yoksa prosedür oluşturmakdan acizmisiniz ?

Allah bu memlekette kimseyi bürokrasinin eline düşürmesin. Hatta daha ileri gidelim mümkünse kimseyi kimsenin eline muhtaç etmesin anında götü kalkıyor ipnelerin..

26 Ekim 2006 Perşembe

tırr tırr tırrr tırrr ........

İçimde deli gibi bir heyecan var .
Ne olduğu beni düşündürüyor. Bundan sonra ne olacağıda .
Kurtulabilecekmiyim bu ayak bağından ?
Kurtulursam neler yapabileceğim ?
Yapabilecekmiyim tüm isteklerimi ?

Şuan istediklerim..

Olumlu sonuç belgesi almak.
İstediğim gibi bir iş bulmak.
geleceğimi yönlendirebilmek.

Birde en önemlisi babamın işleri toparlayabilmesi için bir fırsat.
Her ne kadar annem sen git kendini kurtar desede yapamıyorum.
Ya süpermen olmam gerekirse hepsine yetişebilecekmiyim ?
Hem kendi hayatımı kurup hemde onlarınkini ayakta tutabilecekmiyim ?

Korkmamam gerekiyor ama korkuyorum. Sonuçlarını biliyor olsam o sonuçlar ile başa çıkacak yöntemleri bulabilirim.
Denge daima vardır ama biz kantarın topuzunu oraya çekemeyiz. Yediremeyiz kendimize bunu.
Bilinmeyenden korkuyorum.
Bilinmeyenden çok olacakları kontrol altına alabilecek gücüm olmamasından korkuyorum..
Umarım başarabilirim.

Umarım.....

Aranıyorum !

Birileri değil ben belamı arıyorum. Bazen bu hayatdan okadar sıkılıyorum ki kafa yapacak birşeyler falan içsemde olaylara farklı boyuttan mı baksam diyorum.
Bu düşüncemi irdelemeye kalkarsak sonuç şu olacak. O kadar yalnız hissediyorum ki kendimi
Yalnızlığım farkında olarak farklı bakış açılarını yakalasam bile bu bana tad vermiyor.
Diğer yandan bakar isek yalnızlığımın farkına varmadan diğer bakış açılarına sahip olsam ne değişecek hadi onu düşünelim.

Valla pek bir bok değişmeyecek nasılsa geçici bir durum ve muhtemel müptelalıkda bu geçici durumun kalıcıya tercihi ile başlıyor.

Çizgiyi farklı bir açı ile ele alır isek o zaman başka birşey çıkıyor. Ya bakış açılarındaki çeşitlilik olarak baktığım nüanslar yeterince derin değilse ?
Doğaldır ki bu gibi durumlarda kendimi tatmin edecek farklılıkları yaşadığımı sanırken sanırım koca bir yalanın tepesinde oturupda kıçıma giren piramidin ucunu farkında olmamak büyük bir ayıp...

Peki ne öğreniyoruz ? bakış açısı ve derinlik dediğin şeylerin öyle 2 dk yada yarım ömürde elde etmesi güç şeyler olduğunu ve gerçekden farklılığı yaşamak istiyorsak ,yalnız kalmakdan korkmamamız gerektiğini çünkü her düşüncenin , her dimağın bir kapı olduğunu kabul etsek de bunun beynimize aldığımız her kırıntısının beynimizde düşünsel boyutda parazit yaptığını , bu parazitin üstesinden gelmek için ise oldukça usta olmak gerektiğini artık biliyoruz.

Peki ben ?
Benim korkum yalnız kalmak bunu farkındayım. Öyle karanlıkda kalmak aydınlıkda kalmak falan değil. Benim yalnız kalmam beynimin kişiliğimin dimağımın yalnız kalması. aklımdaki her girintiyi ve çıkıntıyı sadece kendi okuyacağım bir haritaya aktarmak....
İşte benim korkum bu..... DEMEDEN ÖNCE

Birde şuna bakalım. Neden düşüncelerimi başkasına açıyorum ? nedir beklentim ?
Taktir görmek, kabul görmek ?onaylanmak ? neden başkalarına ihtiyaç duyuyorum ? Bu bir öz güven sorunumu ? Yoksa üstesinden gelemediğim kontrolü zor beynimin bir ihtiyacımı?

Gerisine sonra devam edeceğim bir anda bu kadar adım atmak koşmaya benzemiyor .. Komple karanlıkdayım çünkü.

Obaaaaaaaaa

Ya şimdi aldığım habere göree dışarı çıkma planım suya düşmüş durumda. Sebebi de problemli bir psikolog hatunun teki. Kadınlar çok ciddi söylüyorum tehlikeli yaratıklar. Nobelin TNT si gibi iyi amaçla kullanabilirsen iyide dikkat etmezsen tehlikeli oluyorlar.

Birde kuzuların sessizliğini seyrettiğimden beri düşünüyorum. İSO standartlarında bile derki kalibrasyon şart. Peki insan ruhunun en ince yerleri ile elleşen psikologlara kalibrasyonu kim yapıyor ? ?
Yani bu adamları periyodik zamanlarda muayneden geçirip gerçekden de akıl sağlıkları yerindemi diye bakıyorlarmı ?

Kendi egolarını, komplekslerini aşamamış bir psikoloğun başkasına yararı olurmu?
Yada düşünsenize kendi sapık istekleri için zavallı korunmasız insanları sakatlayıp karakterlerini ruhlarını eğip büken psikolog filmleri o kadar çok yapıldı ki bence her 6 ayda bir psikologlarında diğer bir heyet raporu alıp sağlam ve sağlıklı olduklarını ispat etmeleri gerek.

Hatta olayı daha ileri götürelim. Nasıl ki güzel sanatlara öğrenci alınırken yetenek sınavı gerekiyor. Psikolojiyi kazanmış insanlarında ruh sağlıkları açısından sağlam belgeleri alıp bunun yurt dışındaki ehliyet uygulaması gibi periyodik zamanlarda teyit ettirmeleri gerekmez mi ? bunu bir düşünün bence...

Kedicik nerede ?

Dün akşam yavru bir kedi ile uğraştım. Anlaşılan açtı
2 gece önce zaten alıp apartmana getirmiştim. Neyse komşunun 3 sendir yatan arabasının lastiğine sığınmıştı bende orada besledim bir düre.

Kötü haber!!!!!!!!!!
Mehmet bu sabah araba ile gitmiş. Kediden eser yok
umarım oto yolda düşüpde ayyy yazık kedi ezilmiş durumuna düşmez.
Vallahi sesini duymak için can atıyorum....


Bu günün flash haberi ise iş hayatı ile aramdaki engelin kalkması ile ilgili.
Yarından itibaren özgür bir insanım. Neyse bakalım kariyer çizgim ömür çizgimin
neresinde bitecek.
Bunun dışında fark ettiğim tek şey var oda Kırtasiyecilik yüzünden az kalsın yolda yığılıp kalacak olmam. İnsanı ciddi olarak bezdiren bir alışkanlık mı yoksa politikamı diyeyim henüz karar vermedim. Hele bir boyundurukdan kurtulayım onuda irdeleyeceğim.

25 Ekim 2006 Çarşamba

So say we all

Ne dense yeri olur bilmiyorum. İnsan yaşamının merkesi nedir? Kendisi olduğu söylenir. Biz o derece büyükmüyüz ?

ilişkiler dediğimiz karşılıklı iletişimden yoksun garip bir dialoglar yumağı. işin korkunç yanı dialogdan ileri gitmemesi gerekirken buna 3 cü , 5 ci hatta nice kişiler karışıp çok gerekliymiş gibi durumu hiyerarşiden yoksun ortamından kaosun göbeğine atarcasına ,orta ateşte ağır ağır pişmesine müsade etmeden harlı bir kavram kargaşası fırınına tıkarlar. Hal böyleyken ne de güzel ANLAŞIRIZ ya ?!?!!
Neyse belki bir ümit vardır..

Bu arada ben ne depresifim ne de herşeyi paranoyakça ele alıyorum.Sadece kendi ihtiyaçlarımdan sıyrılmaya çalıştığım gibi kendi bahanelerimden de kaçınca ortaya çıkan sonuçlar bunlar. Gerisini tekrar görüşeceğiz....

Farklı birşey yok dışarıda

Şimdi dışarıdaydım. Herşey aynı . Beklediğim gibi. Bir oğulun içersindeki arılar gibi gürültülü sokaklar. Araba insan ve müzik sesleri sokakların yalnızlığını ve insanların bencilliğini örtmeye yetmiyor.Yer yer gördüğüm sokak köpekleri ve hayvanlar en sıcak yüzlere sahipdi. Birçok kişi birçoğumuza değiyor ,konuşuyor yada yanından geçip gidiyor. Ama sıcaklık yok, samimiyet yok belkide hayatın özü burada kurumuş, pupadan çıkan kelebekler gibi olmuş sokaklardaki yürekler.
Yanlışımı düzelteyim bırakın pupadan çıkan kelebekler gibi arkasında bizleri bırakıp gitmiş özlerimiz,neşemiz,hayatımız. Geriye boş kabukları ,oyuncak yaşamları,makyajlı güzellikleri bırakmış sanki düşmanı oyalarcasına.

Tüm sokaklaro yürüdüm rastladığım Bir yerde gönlüm artık yeter dedi.Sanki enfeksiyon gibi yayılmış ve geriye birşey bırakmamış buralarda. Yeter gördüklerimn yürü yürüyebiliyorsan gözlerin kapalı. Ama bu sahneleri bana izletme . Başımı önüme eğdim. Adımlarımı sıklaştıran her isteği bastırarak sokağın içersinde erimek istedim lakin sesler bile beni bu çözülmemden alı koydu. Neredeyse çığlık atmak ve bundan uyunmak istedim. Dinlendim bir süre...

Aksine çözülmemeliydim. Benliğim beni bir kere daha korumuştu.Direnmenin getirdiği zorluklardan vaz geçen ben benliğimin olaya müdahelesi ile dayanmam gerektiğini bir kere daha kabullendim. Bu son denemem diyemeyeceğim ama şunu biliyorum ki her seferinde içimdeki ses bana ait olmadığım birşeyin parçası olamayacağımı fısıldayacak. En azından şuan öyle hissediyorum.

24 Ekim 2006 Salı

Ghostmayer'a ne olacak ? Ne kadar dayanacak ? Eriyip tükenmeden ne kadar ışık verecek ? Işık verecek mi yoksa karanlığı mı övecek ? Gerçekde neye dönüşecek ? Bütün bunları benimle beraber keşfedeceksiniz. Ben bilmiyorum ama öğrenmeye hazır ve istekliyim.İnsanın kendisini anlaması için başka bir hayattan paralellikler referans almak zorunlu ise aldığım referanslar bana kut olsun.