2 Mart 2010 Salı

Tanım

Görünüyor , her göz ile algılanan farklıda olsa.
Duyuluyor, fısıltılardan haykırışlara kadar uzanıp dinlediğini anlamasada.
Okunuyor, kah hikaye gibi , kah gerçek, ne okuduğun değil nasıl okuduğun önemli.
Boğuluyor,  hepsi bir arada olunca çıkan hengameden .

Kaçmak istiyor gönül, sakinleşemiyor içindeki hayvan.
Küçük arızalara bir yenisini daha ekliyor ve kendi dışındaki herkes için anlaşılması zor olsun dercesine
Küçük bir taş daha atıyor kuyuya.

Çıkartan olmadığı için birikiyor .
Biriktikçe sığlaşıyor anlayışlar derine inmiyor bıkkınlıktan zat.
Yalapşap bir iletişim kuruyor ve diyor "ben insanım " .
Oysa ki yakınından dahi geçtiği olmadan bir bütünün parçası ilan ediyor kendini

yalnızlıkların kalabalığında.



Bireysellik olmuş yalnızlığın tanımı.
Öznellik olmuş çıkarcılığın adı.
Yavan olmuş hayatın tadı.

Peki ya benim geçmişteki günlerim nerede ?

Hiç yorum yok: