15 Kasım 2006 Çarşamba

En sinsisi,en leşçisi ,en ....

İnsanoğlunun arada kalmasını birçok sebebi var. Arada kalmakda ne diyeceksiniz.Arada kalmak bu tanımsız durumumuzun yeni ifadesi. Sanki arada kalınca tü kaka oluyoruzya kimse arada kaldığını kabul etmiyor. Basbayağı aradayız işte.Var olmak vede kendi türümüzü,daha doğrusu genimizi devam ettirebilmek için olan dürtüler ve istekler ile insan olmanın getirdiği o ağırlık yani, ruhun , zihnin ve bilincin verdiği ağır sorumluluk arasında arada kaldık.Tercihini yapanlara en mtlu diyemeyeceğim yok öyle bir tercih. Varlık olarak ikisnin arasındaki bu derede yıkanmaya mahkumuz.Zihni öne çıkartsak Mr Spock modeli olurduk ne eğlenceli.Güdü ve dürtüleri ileri sürsek buseferde düzerman olup çıkardık artık. Para için düzerdik.Zevk için,tatmin için düzerdik.Bedenleri düzerdik.Yetmezdi beyinleri düzerdik.Benlikleri ipe dizip Hayatlarını becerirdik. Ay ne hoş değilmi ? Kuyruğumuzdan çivilenmişçesine sabitiz.Enfazla biraz oraya biraz buraya uzanabilecek kadar imkanımız olacak şekilde lanetlenmişiz. İşte insanın durumu bu ve biz bu durumda yapabilecekelrimizi sergiliyoruz.

Bu ayrım sağdan sola ise birde yukarıdan aşağıya doğru bir scala var.Bu scalaya göre bunu bilgece kabullenenler altta , onun üstünde zavallı yemlikler, onun üstünde kendini zeki sanan
gerzekler ve ne yazık ki en üstte en acımasızlar. Ben şimdi nerede durayım ? Kendimi nasıl devam ettireyim ? Soyumu mu düşüneyim? Irkımı mı? Yoksa Ülkemi mi ? Ben ne halt edeyim ?

Şuan yapabileceğim sistem arasında takılmamak için köksalmamak . O yandan bu yana geçerken içinde bulunduğum kasta aykırı düşmemek. Ve beklemek, zamanı geçirip uygun yeri görmek . O verimli ve doğru yeri bulmak. İnsanca ve hak ettiğimce yaşayabilmek için yerimi ve zamanımı beklemek.

Kuyruğumdaki çiviyi çıkartmaya çalışıyorum ;)

Hiç yorum yok: