23 Ekim 2011 Pazar

Sorgu

İnsanın kendi üzerinde hangi gerçekliklerin yer aldığını bilmesi gerekir mi ?

Bilinçli bir yaşam ne kadar elzem dir ?

Kontorollü müyüz ?

Kontrolün kendimizde olduğunu mu sanıyoruz ?

Peki aslında kontrol kimde ?

Farkındalılık bunlar için bir çare mi ?



Bildiğim tek şey insan psikolojisinin inceliklerini belkide asırlardır çalışan bir sistemin artık bizleri kendi isteğimizle yönetmesidir.


Tercihlerimizi gerçekten biz mi yapıyoruz ?
Resme üç, beş adım geri gidip bakarak bize sunulan çerçeveyi fark edebliriz.


O çerçeveyi görmek, tanımak ve dışına çıkmak ise bambaşka bir konu.

6 yorum:

brownian dedi ki...

O cercevenin disina cikanlar (nevrotik rahatsizliklarla) genellikle hissizlik sikayeti ile geri donmeyi arzu etmislerdir. Insanin alistigi tarz mutluluktan vazgecmesi zor bir is.

Ghostmayer dedi ki...

Matrix de işlendiği gibi.
Herkes sadece vurdulu kırdılı bir şenlik olarak izlerken, ben aslında ne kadar derinlere gidebileceğini biliyordum.

borsist dedi ki...

peki derinlere gitmek seni mutlu ediyor mu? herkesin hissetiğinden daha fazla hissetmek, hatta nasıl yaşanacağını çok daha iyi bilmek, sana aynı zamanda mutluluk da veriyor mu?

Ghostmayer dedi ki...

Evet veriyor. İçsel bir tatmin, yarım kalacak hatta kalmış bir mutluluk veriyor. Hiç bitiremeyeceğin yolculuklar vardır ya , onlardan birine başlamanın heyecanını veriyor.

borsist dedi ki...

yarım kalmışlık, nasıl tatmin edebilir ki insanı. benim içimdeki boşluğu daha da fazla arttırıyor, her defasında tam olmadığını ve daha kötüsü, asla tam olamayacağını hissediyorum.

Ghostmayer dedi ki...

Yarım kalmışlık insanı aç bırakıyor doğru.
Bu açlıkda insanı tekrar tekrar denemeye itiyor. Yani bu açlık insanı yaşatıyor.
Kendin de yazmışsın " her defasında" diye , bu açlık olmadan emeline ulaşıp tatmin olacaktın peki ya sonrası ?

İnsanın gelişimi bu açlığa bağlı.
Aşılamayan sınırlar insanı güçlü, hırslı hatta cürretkar yapıyor.
Yan etkilerini gördüğümüz gibi bu yönümüzün, varlığına da muhtacız.

İnsan dürtülmek , tetiklenmek ister.

İşte bu sebeptendir ki sınırlar ile insanı kıstırmak onu sınırları aşmaya iter.

O sınırları aştıran ya da sınrıları kaldıran zihniyet senin unutmanı ya da hatırlamanı da sağlar.

İşte bu yüzdendir ki politika var.
Psikolojik olarak geniş kitlelere yaklaşım ve maniplasyon politika olarak nitelendirilebilir.


Ve politika insanları denemekten, özgür olmaktan alı koyar.

Fiziksel sınırları zihninde yokmuş gibi düşünmeye iyi bir gözle bakabilirsin.

Asıl aksine bir durum olan fiziksel sınırları olmayan bir hayatta zihninde sınırlar olursa özgürlük anlam kazanıyor.

Peki şimdi sence hangisini bize yaşatmaya çalışıyorlar ?