9 Kasım 2006 Perşembe

Zorlama ile bazlama arasındaki fark.

Kendi içindeki sorumlulukları bilirmisin ? Yada kendi hayatın içinde kaçtığın ama yapmak zorunda olduğun sorumlulukdan çok zorunlulukları ? Hep bir hesap kitap durumunda kalır insan.Bu kah vicdani değerlerden ,kah ahlaki dengeden yada baştan aşşağı korkudan olur.Sebep ne olursa olsun içimizde sanki gerinip gerinip kafatasımıza omur atarcasına bir his yaşarız. Sanki bu şekilde yere mıhlanmış ayaklarımızın mecburi olarak ilerlemesini sağlamk üzere gövdeyi devireceğimizi düşünürüz. İşte buna zorlama diyorlar. Gerçi şahsi zorlama ile başkasına uygulanan baskı arasındaki fark pek öyle ince değil ama biz yinede onu başka bir yoruma bırakalım.Bu gün kendim zorladım ben.Ağacı yıkmak üzere sahibi bakıcısı tarafından dürtülen bir fil gibi kafamı dayadım hayata ve bastırdıkça bastırdım. Önce vıcık bri suçluluk özsuyu çıktı. Sonra bazı çatırtılar duyuldu.Ben yerimde saydım o bana karşı durdu.Belli bir direnç noktası vardı ve ben onu bulmalıydım.Hayatımı kurtarmak içinmişcesine bu engeli aşmalıyım diye kendimi zorladım.Bakmayın böyle zorladığıma bu bir arkadaşımın açıklamasına göre beynin sol ön lobuna yeterince kan gitmemesinden ileri gelen bir fizyolojik sorunmuş. Bizim işlemci arızalı çıktı garantisi yokmu diyemeyeceğim bir durumda olduğumuza göre nasıl ittirip kaktıracağımızı öğreneceğiz.
Kısaca sizlerde bu sorun yok yada var belkide az. İlgilenmiyorum ben sadece bu niteliğimin benden alınmasının karşılığı olarak bana bahşedilen hayal kurma yeteneğim ve tasarı gücümü düşünüyorum.. Ömür bu şekilde kendine acımakla geçmez değilmi ?

Hiç yorum yok: